tag:blogger.com,1999:blog-104146616675319722024-02-18T19:29:31.945-08:00Afrozist~ Zuhalhttp://www.blogger.com/profile/14619773703164205043noreply@blogger.comBlogger17125tag:blogger.com,1999:blog-10414661667531972.post-43414562433714463572018-04-17T14:45:00.000-07:002018-04-17T14:45:58.464-07:002018'in ilk postuMerhaba güzel blogum.<br />
Yine ben. Gelip iki kelam yazıttırıp sonra kayıplara karışan ben.<br />
Senin özelliğin de bu oldu artık n'apalım? Son yazışın üstüne 6-7 ay geçecek, ben gelip geçmişi okuyacağım, sonrası hüzün, sonrası pişmanlık. "Ben bunları mı yaşamışım?" sorusu. Geçmişinden utanmalar falanlar. Bundan sonra daha tatlış şeyler yazacağım sana. Bir kere ilişkilerimden söz etmeme kararı aldım. En baştan yapmam gereken buymuş da içimi dökmeye yer aramışım sanki. Ne var ne yok yazılır mı yahu? Az da olsa okuyanım vardı buraları. Ne hale getirdim ellerimle...<br />
Neyse,<br />
<br />
Okul bomba gibi gidiyor. Akademik kariyer kararı aldım bu ara, bakalım. Çok zor geliyor ama anaokulunda öğretmenlikten iyidir her şey. Bu kadar istemiyor değildim bu bölümü yazdığımda. Okudukça bir haller olmaya başladı. Hele ki uygulamaya gidip o sınıfı gördüğümde hiç de özlemediğimi farkettim. Mümkünse kpss ile değil, alesle yds ile boğuşmak istiyorum. Daha amaçlı geliyor bu yol. Uzun, zorlu, daha bir kaç yıl okul okumalı falan ama sonu daha aydınlık.<br />
<br />
İlişki mevzusuna çok derinlemesine girmeden sadece tarihe not düşülsün diye bir kısacık özet geçeyim: 5 aydır devam eden güzel bir ilişkim var. Gelecek neler gösterir bilinmez ama ufukta hoş şeyler olacak gibi gibi. Bakalım.<br />
<br />
Haricinde de çok bir şey yok aslında. Hayatım Erkek arkadaş-okul-kulüp arasında geçip gidiyor. Kulüp demişken, başkan yardımcısıyım şu an. Gelecek dönem başkanlık teklifleri yağıyor (kahretsin) bi kararsızlık hakim. Uğraşsam mı? Vaktimi harcasam mı? Bir yıl daha insanlarla uğraşmaya mecalim var mı? bilmiyorum. Çok sakin bir insan değilim. İnsanlarla anlaşmakta zorluk çekebiliyorum bazen. Yani yalnızca kendimi değil, gelecek yılın diğer yk üyelerini de düşünüyorum bir yandan. Yazık insanlara.<br />
<br />
Son olarak canım kızımın da bir fotoğrafını bırakayım buraya. Ne olur ne olmaz, her yerden silinir ama buradan bir yere kaybolmaz. Anılar önemli.<br />
<br />
Teşekkürler sevgili blogcuğum.<br />
Seviliyorsun.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiENJvqIWwP4n1D1yP0D-fpUPuUrO3rWdY9rQ21E_k3C4abDMKlsmtLi1xucb3wxcBprazSmJ9y7Az3O_zAnuZOQpkhg_bUH2AXNuRkfKIu3blGuJA28JSQIcckIo28jK_f3-5yakGdUR4/s1600/IMG_3473.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1472" data-original-width="828" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiENJvqIWwP4n1D1yP0D-fpUPuUrO3rWdY9rQ21E_k3C4abDMKlsmtLi1xucb3wxcBprazSmJ9y7Az3O_zAnuZOQpkhg_bUH2AXNuRkfKIu3blGuJA28JSQIcckIo28jK_f3-5yakGdUR4/s320/IMG_3473.JPG" width="178" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiA0dBzg6jYIA4uOsVqcMj6o4zsRLM1gqFnlYnp2kpD7xU0GbqnyGNapEL7kEXeoEpRsW8JWIh09l8p-jjFN1dMZFeQAT_xb10bS53pl8MQN84Orad613s0y-oV7dPr8glbaq4PaPKer5A/s1600/IMG_2906.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiA0dBzg6jYIA4uOsVqcMj6o4zsRLM1gqFnlYnp2kpD7xU0GbqnyGNapEL7kEXeoEpRsW8JWIh09l8p-jjFN1dMZFeQAT_xb10bS53pl8MQN84Orad613s0y-oV7dPr8glbaq4PaPKer5A/s320/IMG_2906.JPG" width="320" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiTK3TcPmrX4Y2TsrCNkoyI4Ea_rSLvKMslabiVuP79MYvtybCFxYBhNaBL7a9vlYVIdo9-3q2pa0FfB7k4-eWZ0_8gks-UepVBUlqWhYUFptkCpPPpp-NLXiA_HDn9qnz7s_qGPyhHQJA/s1600/IMG_2948.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1200" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiTK3TcPmrX4Y2TsrCNkoyI4Ea_rSLvKMslabiVuP79MYvtybCFxYBhNaBL7a9vlYVIdo9-3q2pa0FfB7k4-eWZ0_8gks-UepVBUlqWhYUFptkCpPPpp-NLXiA_HDn9qnz7s_qGPyhHQJA/s320/IMG_2948.JPG" width="240" /></a></div>
~ Zuhalhttp://www.blogger.com/profile/14619773703164205043noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-10414661667531972.post-68850096352361948492017-12-20T13:28:00.002-08:002017-12-20T13:28:33.775-08:00eyyo! Bilgisayar başında can sıkıntısıyla ne yapacağım diye düşünürken akla düşensin canım blog... Özlüyorum yazmayı. Özlüyorum da ne yazacağım ki? Hep ilişkilerimden dem vurdum şu sitenin geçmişine. Sürekli değişen boyfriendler, hep bi aşktan ölmeceler... Zaman geçiyor dönüp bakıyorum yazdıklarıma fersah fersah uzaklaşmışım. Sanki o hisler bana ait değil. Lakin bu kez pek de öyle olmadı gibi. Bir önceki ağlaşmalarımdan belki bi tık daha iyiyim şimdi. Ama tam manasıyla hiçbir zaman geçmeyecek derin bir bok çukuru o içimde.<br />
<br />
Neyse, geçiyorum bu kısımları.<br />
Hayat güzel.<br />
Yani güzel gidiyor gibi şu sıralar. Okulla yoğunum çok. Bir de kedi sahiplendim sevgili blog. Yıllardır isterim, bilen bilir. İkna ettik valideyi şükür. Minnoş mu minnoş bir kız çocuğu o. Gözünün içini gözlüyorum bir şey olacak diye. Canım Lily.<br />
<br />
Şimdilik çok yüklenmeyeyim. Muhtemelen üç beş yayın daha yapıp bir sene sonra gelmeli bir dönüşle hatırlatırım kendimi buralarda.<br />
Öptüm say.~ Zuhalhttp://www.blogger.com/profile/14619773703164205043noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-10414661667531972.post-13162188837356838412017-01-17T14:46:00.000-08:002017-01-17T14:46:32.278-08:00Muazzam bir hüzün yüklenip geldim bu gece. Kendime itiraf edemediğim, kabullenemediğim birtakım şeyler var ve artık kaldıramıyorum.<br />
<br />
Hiç böyle olmadım diyemem. Oldum, defalarca değil belki ama hissettim bu duyguları daha önce de. Farkı var mı? Elbette, biraz. Hiç bu kadar çaresiz hissetmemiştim mesela. Elimden bir şeyin gelmediği ve boyun eğmek zorunda kaldığım bir durumum olmamıştı hiç. Kendimi bir şekilde avutmayı başarabilmiştim ya da yoluma devam edebilmeyi. Bu kez olmuyor. Bu kez çok zor.<br />
<br />
Çünkü biliyorum ki bu kez gerçekten bitti. O gitti. Nereye gittiği henüz belli değil ama dönmeyecek, bu belli. Hiç benim olmadı ya da benimmiş gibi davranmadı. Bu yüzden daha kolay olur diye düşünüyordum ama son kez ona baktığımda gördüklerim çok farklıydı. Hiç olmadığı kadar yakındı. Hiç olmadığı kadar içtendi. Bırakmak istemiyor gibiydi ellerimi.<br />
<br />
Bilemedim ne hissetti. İlk kez büyük bir belirsizlikle geçirdim onunla son bir yılımı. Bana sorarsanız aşıktı. En az benim kadar aşıktı. Kendince yarattığı o duvarı aşıp gelemedi bana. Bana ikinci kez sorarsanız, hiç sevmedi beni. Belki bi zaafı vardı bana karşı ama sadece bununla sınırlıydı. Bu ikilemi hep yaşadım onunlayken. Kollarının arasında hiçbir şeyi düşünemeyecek kadar mutlu olmam gerekirken hep aklımı karıştırıyordum. Bu yüzden de hüzünlenip farkında olmadan yüzümü asıyordum. Bana "bir kere de mutlu ol be kadın" diyordu hep, neye takıldığımı bilemeden.<br />
<br />
Bir defasında üsteledi. O kadar belirgindi ki halim, defalarca sordu ne düşündüğümü. Ona onu sevdiğimi hiç söyledim mi bilmiyorum ama o gün hep dilimin ucundaydı. Bu yüzden konuşamadım. Boşver dedim, geçiştirdim. Seni sevdiğim için hep mutsuzum diyemezdim ya. Öpmeye devam ettim, unutturdum yüzümdeki hüznü.<br />
<br />
Artık yok. Başka bir şehirde geçirecek ömrünü. Belki denk geliriz bir ya da iki kez. Bir kahve içeriz ya da bir türlü yapamadığımız sarhoş olma planlarını gerçekleştiririz.<br />
<br />
Son kez içime çektiğim kokusu saçlarıma sinmişken, ağlayacak mecalim bile yokken uyumaya çalışacağım.~ Zuhalhttp://www.blogger.com/profile/14619773703164205043noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-10414661667531972.post-86860754160392160242016-07-08T16:17:00.001-07:002016-07-08T16:17:39.851-07:00yazdıklarımı bir süre geçtikten sonra tekrar okuduğumda kendime gıcık oluyorum. blogu tümden silip sıfırdan mı başlasam acaba ya?~ Zuhalhttp://www.blogger.com/profile/14619773703164205043noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-10414661667531972.post-67036443693489891782016-03-28T15:55:00.000-07:002016-07-08T16:19:34.189-07:00Well, I fucked up again.Hey,<br>
Ben geldim.<br>
Baya sıkıntılı geldim yine zaten güzel bir şeyler olduğunda yazmak adetim değil. Özellikle son zamanlarda doğru düzgün bir şey yaşamadığım için iyiliklerin beni bulması da mümkün değil.<br>
Yine bir sürü gariplik.<br>
Yine kendi canımı yakmacalar.<br>
Sonra toparlayabiliyorum kendimi ama. Henüz tam olarak bırakmış değilim. Kafamı yerine getirmek için sürekli kendi kendime konuşup gaz vermem gerekse de, şu an kendimden başka hiçbir kimseyle konuşmak istemesem de bunu başarabiliyorum. Nereye kadar gidecek böyle, onu bilmiyorum.<br>
26 mart. Bunu yazalım bir kenara. Önemli çünkü. Siz bilemeyeceksiniz neden önemli ama ben her baktığımda ya lanet okuyacağım ya da iyi ki diyeceğim. Kendime nottu bu. Sizi ilgilendirmiyor.<br>
Herneyse,<br>
Gecenin bir yarısı, yine sorular ve sorunlarla doluyum. Sabah erken kalkmam gerekiyor lakin o kadar isteksizim ki resmen cesedim çıkacak bu yataktan biliyorum. Şu an olmak istediğim, yarın da aynı şekilde ve daha bir çok güne uyanmak istediğim yer ve sebep çok başka. Bundan dolayı kendimi veremiyorum hiçbir şeye. Yapılabilecek en ufak farklı şeyler bile çok uzak ve gereksiz geliyor..<br>
<br>Neyse.<br>
Gittim ben.<br>
Çok konuşmak iyi değil yoksa dökücem bütün sırlarımı.<br>
İyi uykular.~ Zuhalhttp://www.blogger.com/profile/14619773703164205043noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-10414661667531972.post-82209234579843908842016-03-12T15:29:00.000-08:002016-03-12T15:29:42.801-08:00Bir boktan 13 mart gecesiSaat itibariyle yeni gün başladı. Ah, bu öyle bir yeni gün ki... Aylardır kendimi kısıtlamama, alkol tüketimlerimde büyük ölçüde azalmalara, arkadaşlarımla iletişim kopuklukları yaşamama sebep sınava gireceğim gün. Çalıştım mı? Evet. Son 1-2 ayı saymazsak. Hayli saldım bak itiraf ediyorum. Çünkü yıldım artık. Soru görünce tiksinir oldum. Sınavdan bir gün öncesine kadar da denemelerle boğdum kendimi. Sözde sınavdaymış gibi dakikalar tutup ciddi ciddi çözülmesi gereken testlerde, en az 5-6 kez sigara molası verip, sorulara bağıra çağıra küfür ettim. Benim yöntemim, sabah büyük sıkıntı çıkaracak gibi. Geri zekalı bir soruyla karşılaştığımda sesimi yükseltmekten korkuyorum açıkçası. Salondan atılmazsam iyi bir sonuç çıkaracağımı düşünüyorum.<br />
<br />
Bugün çok zor geçti. Çok sevenim varmış ama aynı sevenlerimi mantıklı insanlardan seçmemişim bunu gördüm. Nasılsın diye soruyorlar, aldıkları cevap 'iyiyim' ya da 'ölüyorum' olsa bile hiç değişmeyen saat hatırlatması yapıyorlar. Sonra benim nefes hepten gidiyor tabii. Gün boyu kalbimin atışını düzene sokacağım diye kendimi yırttım, sonra hep birileri çıktı ve beni tekrar tekrar gerdi. Yine de canımlar ya. Nankörlük bu bendeki. Kaç kişi aradı, bir o kadar da yazan oldu... Herkes iyi bir sonuç temenni ediyor, zihin açıklığı diliyor. Bunların içinde müslümanı, hristiyanı, hiç inanmayanı bile vardı. Hatta elin fransızı bile uzuunca bir cesaretlendirme şeysi yazmış bana. Bakmayın siz benim söylendiğime. Çok mutlu ettiler.<br />
<br />
<br />
Sonuç ne olur bilemiyorum. Kendime güvenmeyişimden nefret ediyorum böyle anlarda. Hep kötüye yormaktan. Biraz sakin olup, şimdiye kadar geldiğim noktaya bile güvensem yetecek aslında.<br />
Her ne olursa olsun, çalıştım demek ki kafa basmıyor diyip çıkacağım işin içinden. Öyle ya da böyle bu eylülde okullu olacağım sonunda! Bak burası kesin.<br />
<br />
İyi uykular bana. Hem de en acilinden.~ Zuhalhttp://www.blogger.com/profile/14619773703164205043noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-10414661667531972.post-62154623240743289952016-03-12T02:48:00.000-08:002016-03-12T02:48:15.226-08:00ÖptümYanlış yaptım yine bir şeyleri. Hani demiştim ya duruldum, kötülüklerden arındım, rayına oturttum diye; olmamış aslında hiçbiri. Ben hep aynı benmişim. Değişemezmişim. Dürtülerime engel olamazmışım. İradem zayıf değilmiş, irade denen bir şey yokmuş bende. Utanmıyorum da artık biliyor musunuz? İşte en kötü yanı da bu. Utanamıyorum. Bir kaç tık üstünü yapmışım çünkü önceden. Her ne kadar kötü de olsa, bundan fenasını da görmüşüm diyorum. Şimdi böyle bahsedince kimbilir neler şekillendi aklınızda. Ne türlü şerefsizlikler... İnkar etmeyeceğim ama kabullenmeyeceğim de. Kime göre iyi kime göre kötü değil mi bazı şeyler? Kendimi ne kadar gözümden düşürdüysem de benden daha beterleri de varmış, görebildim. Ah! Arkanızdan neler dönüyor şu hayatta bir bilseniz.. En çok güven veren insanlar, öyle bir tıkıyorlar ki o güzelim saf hislerinizi münasip bir yerlerinize...<br />
<br />
Yine çok şifreli konuştum. İleride okusam kendi yazdığımı, ben bile anlam veremeyebilirim. Şu an yalnızca içimi dökeyim diye düşündüm. Çok da fazla takılmayalım.<br />
Öptüm.~ Zuhalhttp://www.blogger.com/profile/14619773703164205043noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-10414661667531972.post-27503045419816859142016-02-20T13:27:00.000-08:002016-02-20T13:27:18.117-08:00Hadi canım, yine mi?Birinin size iyi gelmediğini ve gelemeyeceğini bile bile, yıpranmayı ve dahi yıpratmayı göze alabilir misiniz? Ben alamayacağım galiba. Bu kez üstüne gidemiyorum hislerimin. Yenilmemeye çalışıyorum. Çünkü biliyorum süründürüleceğimi. Yine öyle bir kayaya çarptım ki, ne siz sorun ne ben söyleyeyim. Neden normal insanlarda kendimi bulamıyorum ben? Sorunun içinde cevabını verdim de neyse.<br />
<br />
Sadede geliyorum bi sn.<br />
<br />
Görüştük. Daha görüşmeden heyecanını yaşadım aslına bakarsanız. Kendimce diğerlerinden farklı olacağını daha görmeden, yalnızca konuşmalarıyla, aklıyla fikriyle hissettirdi bana. İşte bu yüzden yanına giderken lütfen bir şeyler beni ondan soğutsun, lütfen hoşlanmayayım diye geçirdim durdum. Çünkü ben, hızlı ve aşırı kıymet veriyorum ve sonrasında elbette üzüyor veya çok üzülüyorum. Sürekliliği olmayacak ilişkilerimin şu anda, biliyorum. Daha zor oluyor güzel şeyler hissedince.<br />
--<br />
Oturduk bir yerde, kahvelerimizi içtik. O anlatıyordu. Güzel güzel. Ama ben dinlemiyordum. İzliyordum yalnızca. Konuşurken illa başka bir yöne bakan ben, gözlerimi dikiyor bir tek mimiği bile kaçırmak istemiyordum. Resmen hayranlık duymaktı bu. Yüzünün her bir zerresine hayranlık duymak. Herkesin tekrar tekrar dönüp bakacağı, tanrının sanat eseri niteliğinde birinden bahsetmiyorum yalnız. Yine de bir şeyler var beni çeken, baktıkça baktıran ve iç çektiren.<br />
<br />
Evet, bu deli kız yine aşık oluyor. Üç mü etti? Bir insan hayatında kaç kez aşık olabilir? Defalarca bence. Hele ki aşka aşıksa. İşte bu kez tıpkı benim gibi sevmeyi seven bir adama bıraktım kendimi. Hoşlanmayı es geçip direkt aşkı yaşamaya odaklı, hiç bir hissi doruklarına çıkarmaktan ve bunu dile getirmekten çekinmeyen ve ne yazık ki yine kendimden bildiğim üzre kolayca da sıkılabilecek olan bir adam. Yarınının nasıl geçeceğini bilemezsiniz ve hep bir endişe vardır içinizde. Bunu iki katına çıkarttım ben işte. Hem kendimden hem de ondan korkuyorum bu kez. Soğumak öyle kolaydır ki dün aşkıyla -ciddi anlamda- kendinden geçtiği insanı yarın arayası gelmez. Başka biri takılmıştır gözüne ya da dün gece yatarken hoşuna gitmeyecek sözler söylemiştir. İşte birine ilgi duymayı o 'biri'nden daha çok severseniz, olacağı tam da budur.<br />
<br />
Bazen durum değişebilir. Alışkanlığa dönüşebilir. Gerçekten kişiye odaklanabilir sevme eylemi. İşte o zaman tadından yenmez. Umalım mı böyle olsun? Olsun olsun. Bir kez de mutluluk beni bulsun canıım.<br />
<br />
<br />
Fakat şunu da dip not edeyim ki, aklıma yazmak gelip bir-iki ay içerisinde yeni blog gireceğim gün, adamdan ve bu hallerimden eser kalmayacak. Bu kadar da eminim, ondan ve kendimden.<br />
<br />~ Zuhalhttp://www.blogger.com/profile/14619773703164205043noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-10414661667531972.post-15670296618327082372016-01-25T13:41:00.001-08:002016-01-25T13:41:25.158-08:00Azar coşar deli gönül bu gözler ah neler görürSamimi olmadığın bir akrabaya zaruri yatılı ziyarette bulunmak kadar rahatsız edici bir şey daha yok. O içine bükülüp bir köşede dikkat çekmeden oturmaya çalışmalar, en son bebekliğinde görmüş olduğun insanlarla sebebini anlayamadığın gereksiz muhabbetlere girmeler, geçecek geçecek diye vakit saydığın için o zamanın hiç akmayışı ve saat 23:00'da yatağa girmek. Bir günde hayattan soğudum, İstanbul burnumda tüttü. Evim, yatağım hatta mülteci kampına dönmüş çağlayan bile nasıl da kıymete biniveriyor. Yalnız bir küçük detay, bebekliğimde gördüm dediğim akrabamı yolda görsem tanımayacağım için es kaza başka bir ortamda tanımış olsam fena götürürdüm. Akrabalar arası yakınlığın canlı tutulmaması çok riskli bakın. Ciddi ciddi götürürdüm zira muazzam bir parçaymış kendisi. İçim el vermiyor 'akrabayla olmaz bizde' demeye. Ve ben bu adamla ömrümün geri kalan tüm yazlarını birlikte geçiricem artık allah affetsin. <div>-kendine gel- </div><div><br></div><div>Yarın evime dönecek olmamın verdiği huzurla bu saatte uykuya dalmaya çalışacağım. </div><div><br></div><div><br></div><div><br></div><div><br></div>~ Zuhalhttp://www.blogger.com/profile/14619773703164205043noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-10414661667531972.post-80822382678014583112015-12-14T11:33:00.001-08:002015-12-17T15:58:26.082-08:00Hayatımı düzene oturtmuşluğumun mutluluğunu yaşıyorum. Baya baya sakin, tıkırında, olması gerektiği gibi ilerliyor. Elimi eteğimi çektim bir takım zararlı alışkanlıklardan. Çevremi genişlettim, güzel arkadaşlıklar kurdum. Sorunları giderdim ailemle, yakınlarımla. Böyle pammuk gibi bir insan oluverdim. Kendimi övmek gibi olursa olsun valla. 23 yılın başı ilk kez her şey böylesi rayında. Anlatırım paylaşırım överim gerekirse, sefam olsun. <div><br></div><div>Doğum günümü geçeli baya oldu da, yaşıma daha yeni girdim galiba. İnsanın 5-6 ayda bile değişebilmesi ne kadar güzel bir şey. </div>~ Zuhalhttp://www.blogger.com/profile/14619773703164205043noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-10414661667531972.post-28133876470670216512015-12-06T04:45:00.001-08:002015-12-06T04:58:13.832-08:00Bir bunağın günlüğüBaşımdan geçen bir mevzu var. Son iki üç haftalık belki de bir-iki aylık; tam kestiremiyorum. Hafızamdaki problem sebebiyle geliyor zaten ne geliyorsa başıma. Hep unutuyorum yapılanı, edileni. Detaylar yok hiç, yalnızca ana konu. Bazen o bile değil. Öylesine bir kenara atılmış bir kaç cümlesi konuşmanın. Bakın bu çok kötü bir şey işte. Biriyle bir tartışma içerisine giriyorsunuz, kırıcı bir tartışma bu. Ağır şeyler işitiyorsunuz ve fakat gün gelip özür dilendiğinde neler söylendiğini, ne derece ileri gidildiğini tam olarak hatırlayamıyorsunuz. İnanılmaz sinir bozucu bir durum. Zira karşınızdakini kolay affetmenizi sağlıyor bu. Unutmuş oluyorsunuz çünkü can alıcı noktaları. Tek hatırladığınız 'evet çok üzülmüştüm ama' oluyor. O ama'dan sonrası yok. <div><br></div><div>Durumun evvelinde bir açıklama yaptıktan sonra asıl mevzuya dönebilirim. </div><div><br></div><div>Yine yaptığım çetin bir tartışma, öncesinde bir kaç tartışma daha, bol hakaretli, küçük düşürmeli ve hayli üzen tartışmalar bunlar. Ve fakat içeriği bir türlü hatırlanamayan. Kendime sakladığım ve yer etmiş bir kaç cümle haricinde bir türlü akla düşmeyen. Şimdi bu tartışmanın karşı tarafı dönüp özür diliyor ve bende haliyle bir yumuşama var. Büyütmek istemiyor, uzatmaya yanaşmıyor ama bir yandan da çok üzülmüş olduğumu hatırlayıp uzak durmaya çalışıyorum. Detaylarıyla aklımda kalanları sizlere bir anlatsam, 'sakın ha cevap verme!' dersiniz. Ama işte ben o kadar dirayetli olamıyorum. İçimdeki bu her şeyi iyi tarafından görücem salağı, kin tutamayan saftorik, duvarlar örmeme engel oluyor. Zaten hayatım boyunca her ne yaşatılmışsa yaşatılsın, sonucunda affetmediğim bir durum yok. İletişimi kessem bile, öylesine başımdan atmak için olsa da, hep affedildiklerini bildiler ve içleri rahat devam ettiler yaşantılarına. Benim artık biraz vicdansızlık, biraz gamsızlık, biraz da kendi kıymetini bilmek üzerine çalışmalar yapmam gerek. Bu postu neden attığım konusunda da bir fikrim yok. Sanırım affeylememek adına kendi kendime gaz vermek için yazıldılar. </div><div>Başkalarından nasihat dinleyemeye gerek duymamak ne güzel şey! </div><div><br></div><div><br></div><div><br></div><div><br></div><div><br></div><div><br></div>~ Zuhalhttp://www.blogger.com/profile/14619773703164205043noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-10414661667531972.post-33595206142814759892015-12-01T16:15:00.001-08:002015-12-01T16:15:15.945-08:00Özür mesajıYalnız diğer yazıntılarıma da bir göz gezdirdim de, resmen bunalım akıyor sayfadan. Benim daralan yüreğim bile sıkışabileceğinin sınırına geldi, size bunu yapmamalıyım. <div>Bundan sonra daha eğlendirik postlar gelecek. Söz veriyorum. İyi uykular güzellerim. </div>~ Zuhalhttp://www.blogger.com/profile/14619773703164205043noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-10414661667531972.post-25662007180208964732015-12-01T16:08:00.001-08:002015-12-01T16:12:14.665-08:00Hayatta görünmez olduğum anlarİnsanın yalnızlığa alışması gerçeği var bir de. Bazen içine huzursuzluğu bırakıp gitse de, sığınacak bir liman arasa da insan en kötü zamanlarında, bir süre sonra bunları da yitirmeye ve kendi kendine kalmayı daha çok sevmeye başlıyor. Sevmek kelimesiyle olumlu bir havası olduysa da cümlenin, özünde 'kendi kendine kalmak'tan bahsediyorum. Sürekli bir şekilde her şeyi kendi içinizde yaşadığınızı, bir tek kendinize patladığınızı ve sonuçta yine kendinizi üzdüğünüzü düşünün. Bu hali sevmek biraz absürd bir durum değil mi sizce de? <div><br></div><div>"Ah yine mi keder? Ama artık yether!" dediğinizi duyar gibi olmuyorum elbette, öyle güçlerim yok. Bunu da kendi içimden geçirdim, size mâl etmeye çalışıyorum. </div><div><span style="font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, helvetica, arial, sans-serif;"><br></span></div><div><span style="font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, helvetica, arial, sans-serif;">Gecenin bu saatinde başka nelerden bahsedecektim ki hem? Hep bu sessizlikte üşüşmez mi düşünceler zaten? Son bir huzur kırıntısını da tuzla buz edene kadar gelmez mi üstünüze duvarlar? Kimbilir kaç kişiyle aynı şeyleri düşünüyor ve hissediyorum şu anda. Gelin sarılalım birbirimize ya. Kimseyi sevmeleri beceremeyişimiz üzerine, kafamızı kurcalayan tek bir isim olmamasına rağmen gereksiz hüzünlenişlerimize sövelim, var mısınız? Ben yokum. Banane ya, iyiyim ben böyle. İyiyim, gerçekten.</span></div><div><div>Ya doğru söylüyorum, niye inanmıyorsunuz? </div><div><br></div><div>Uyuycam ben. Bu gece de elimi siz tutar mısınız? </div><div><br></div><div><br></div><div><br></div><div><br></div></div>~ Zuhalhttp://www.blogger.com/profile/14619773703164205043noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-10414661667531972.post-49154694171478734352015-11-27T16:53:00.001-08:002016-01-31T09:51:00.297-08:00Yine neye serzeniyo bu?Benim neden bu hayatta bir hikayem yok? Yani elbet var ama tek bir sayfayı bile doldurmaz. Renksiz, hareketsiz, en fazla 10 cümlelik bir düzyazıdır benim hayatım. Bir şeyler katamıyorum, yaşayamıyorum dilediğimce. Hani engel olan her şey ortadan kalksa bile, ne yapacağımı bilemem ki. Anlamam eğlenmekten, bilmem gezilecek yerleri. Bibloyum lan ben bu evrende. <div>Resmen biblo. <br><div><br></div></div>~ Zuhalhttp://www.blogger.com/profile/14619773703164205043noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-10414661667531972.post-66815402549304237582015-11-17T15:13:00.001-08:002015-11-17T15:13:15.883-08:00Delirdim. Ehe Mehe.Bana acilen mutlu olmanın yollarından bahsedin. Bulamıyorum ben. Sevgili Meryem Uzerli gibi, tükendim, tükendim artık. Yok, ne yaptıysam olmuyor. Bende bir şeyler eksik... Eksik ama ne eksik? Siz neler yapıyorsunuz mesela huzuru bulmak için? Geceleri uyku tutsun diye hangi yollara başvuruyorsunuz? Ya da çok ağlayasınız geldiğinde sırf sebep bulamıyorsunuz diye sıkıyor musunuz kendinizi benim gibi? Ne olur konuşun. Ne olur çıksın sesiniz, bir şeyler söyleyin. Mütemadiyen dağılıyorum ben. Böyle tek tek, parça parça, yavaş yavaş. Öeh, boğdun diyorsunuz değil mi? E komşu uykusuz deli divane yatarken, siz mışıldayacak değilsiniz ya? Biraz da sizin canınız daralsın. Böyle bunalım bunalım bakın bir etrafınıza. Her şey ne kadar da basit geliyor gözünüze değil mi? Sıradan. Olağan. Hareketsiz. Sessiz. Ve siz. Yalnızca siz kalmışsınız gibi dünyada. Herkes nereye gitti diye sormayın, gülünç oluyorsunuz. Nerede görülmüş böyle zamanınızda elinizden tutan? Elbet yalnız olacaksınız. Üzgünüm. Ama bu her yerde, her zaman böyle. <div><br></div><div>Neyse. </div><div>Daha fazla gelmeyeceğim üstünüze. Zaten yeterince karartılmış bir içle uğurluyorum sizleri sayfamdan. Bir daha gelmeyeceksiniz değil mi? Gelmeyin. İstemiyorum. BURASI BENİM KİŞİSEL BLOGUM. Çıkın gidin buradan! Öpüyorum. İygeceler. </div>~ Zuhalhttp://www.blogger.com/profile/14619773703164205043noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-10414661667531972.post-57421014020662474072015-11-15T15:40:00.001-08:002015-11-15T15:42:33.789-08:00Ben burada ne anlattım?Bugün düşünmeye çok vaktim oldu. Kendi kendime konuşacak kadar çok vakit. Bu bir rahatsızlık olarak nitelendirilmeyecekse eğer, kendi kendime konuşmayı seviyorum. Özellikle son zamanlarda kendim hariç kimseye katlanamıyorum. Şu an elimde tuttuğum bu telefonu duvardan duvara sürtüp kırasım geliyor her yeni bildirimde. Aslında çok sevdiğim insanlar, benimle bir şekilde iletişime geçmeye çalışıyorlar. Bundan mutluluk duyduğum zamanlar da oluyor, telefonun her titreyişiyle yeter artık diye bağırdığım anlar da. Kişisel değil, yani bireysel bir bıkkınlık değil bu. Yalnızca kimseyle konuşmak, vakit geçirmek istemiyorum. Sonra bir an geliyor, kendimi dışarı atmak için çıldırıyorum ve o cevap vermeye üşendiğim insanlarla plan yapıyorum. Bencillik mi? Evvet, köküne kadar. Ben böyle bir insan olmak istemezdim ama son durumum, geldiğim nokta bu. Nasıl geldim peki? Aslında bir fikrim var fakat bunu şimdi paylaşmayacağım. Henüz değil. <div><br></div><div>Ne diyordum, hayli dağıldı konu. Evet, çokça düşündüm ve ölümü hissettim. Özellikle bugün, çok fazla yaşadım bunu. Sürekli aklımda dönmesi yetmezmiş gibi tüm gün gittiğim yerlerde, izlediklerimde, okuduklarımda hep bir ölüm çıktı karşıma. </div><div>Hissedebiliyor olmam mümkün mi acaba? Yani diyebileceğim şu; sanıyorum yakın. Çok değil gibi. Hani sanki son bir kaç yılımmış gibi. Ya da çok ağır bir depresyonun içindeymişim gibi. Farkediyor musunuz beni? Son zamanladaki kendimsizliğimi? Ölüyorum haberin yok gibi oldu biraz belki. Olsun. Öyle de olsun. </div><div><br></div><div>Dayanamıyorum, biraz uyuyacağım. </div><div><br></div><div><div><br></div><div><br></div><div><br></div><div><br></div><div><br></div><div><br></div><div><br></div><div><br></div><div><br></div></div>~ Zuhalhttp://www.blogger.com/profile/14619773703164205043noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-10414661667531972.post-28733836921503774482015-11-15T13:49:00.003-08:002015-11-15T13:50:47.953-08:00IM BACK BITCHES!<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Vaktiyle açtığım güzelim blogumu büyük bir eşeklik edip kapatmıştım. Aynı isimleydi. Bütün ergenliğimi içeriyordu o blog. Kendimizi yeni yeni bilmeye başladığımız, muazzam saçmaladığımız zamanlardan bahsediyorum. Bunları günlükvari taşıdığım bir blogtu. Benim gibi hafızası balıktan beter bir insan için çok mühim bir kaynak. Kendi geçmişini ancak yazdıklarını tekrar tekrar okuyarak hatırlayabilen biri, nasıl olur da silip atar? Eski bir manitam falan mı yaptırdı bana bunu acaba diye düşünüyorum aslında. Zira kendi ellerimle çöpe atmış olamam 7 yıllık birikimi. Tanrım, aklım neredeymiş ki ya? Her şeyi ama her şeyi yazıyordum. İlla ki bir sevgilim bundan rahatsız olmuştur ve sildirmiştir diye düşünüyorum. İlk aşkımı dahi yazmıştım yahu. </span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Bir miktar kendime serzenişten sonra ana meseleme dönüyorum. Yeniden yazmaya başlıyorum. Elbet hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Eski neşem yok. Hayatımdan paylaşabileceğim rengarenk hikayelerim de. Moron gibi yaşıyorum artık. Ne etliye, ne sütlüye karışmadan, evimin, odamın bir köşesine sinmiş; farkettirmeden yaşlanıyorum. Ama en azından hala 'düşünebiliyorum'. Bir şey bulurum ben paylaşacak. Buram buram hüzün kokacak buralar. </span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Başlayalım mı?</span>~ Zuhalhttp://www.blogger.com/profile/14619773703164205043noreply@blogger.com0