Durumun evvelinde bir açıklama yaptıktan sonra asıl mevzuya dönebilirim.
Yine yaptığım çetin bir tartışma, öncesinde bir kaç tartışma daha, bol hakaretli, küçük düşürmeli ve hayli üzen tartışmalar bunlar. Ve fakat içeriği bir türlü hatırlanamayan. Kendime sakladığım ve yer etmiş bir kaç cümle haricinde bir türlü akla düşmeyen. Şimdi bu tartışmanın karşı tarafı dönüp özür diliyor ve bende haliyle bir yumuşama var. Büyütmek istemiyor, uzatmaya yanaşmıyor ama bir yandan da çok üzülmüş olduğumu hatırlayıp uzak durmaya çalışıyorum. Detaylarıyla aklımda kalanları sizlere bir anlatsam, 'sakın ha cevap verme!' dersiniz. Ama işte ben o kadar dirayetli olamıyorum. İçimdeki bu her şeyi iyi tarafından görücem salağı, kin tutamayan saftorik, duvarlar örmeme engel oluyor. Zaten hayatım boyunca her ne yaşatılmışsa yaşatılsın, sonucunda affetmediğim bir durum yok. İletişimi kessem bile, öylesine başımdan atmak için olsa da, hep affedildiklerini bildiler ve içleri rahat devam ettiler yaşantılarına. Benim artık biraz vicdansızlık, biraz gamsızlık, biraz da kendi kıymetini bilmek üzerine çalışmalar yapmam gerek. Bu postu neden attığım konusunda da bir fikrim yok. Sanırım affeylememek adına kendi kendime gaz vermek için yazıldılar.
Başkalarından nasihat dinleyemeye gerek duymamak ne güzel şey!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder