20 Şubat 2016 Cumartesi

Hadi canım, yine mi?

Birinin size iyi gelmediğini ve gelemeyeceğini bile bile, yıpranmayı ve dahi yıpratmayı göze alabilir misiniz? Ben alamayacağım galiba. Bu kez üstüne gidemiyorum hislerimin. Yenilmemeye çalışıyorum. Çünkü biliyorum süründürüleceğimi. Yine öyle bir kayaya çarptım ki, ne siz sorun ne ben söyleyeyim. Neden normal insanlarda kendimi bulamıyorum ben? Sorunun içinde cevabını verdim de neyse.

Sadede geliyorum bi sn.

Görüştük. Daha görüşmeden heyecanını yaşadım aslına bakarsanız. Kendimce diğerlerinden farklı olacağını daha görmeden, yalnızca konuşmalarıyla, aklıyla fikriyle hissettirdi bana. İşte bu yüzden yanına giderken lütfen bir şeyler beni ondan soğutsun, lütfen hoşlanmayayım diye geçirdim durdum. Çünkü ben, hızlı ve aşırı kıymet veriyorum ve sonrasında elbette üzüyor veya çok üzülüyorum. Sürekliliği olmayacak ilişkilerimin şu anda, biliyorum. Daha zor oluyor güzel şeyler hissedince.
--
Oturduk bir yerde, kahvelerimizi içtik. O anlatıyordu. Güzel güzel. Ama ben dinlemiyordum. İzliyordum yalnızca. Konuşurken illa başka bir yöne bakan ben, gözlerimi dikiyor bir tek mimiği bile kaçırmak istemiyordum. Resmen hayranlık duymaktı bu. Yüzünün her bir zerresine hayranlık duymak. Herkesin tekrar tekrar dönüp bakacağı, tanrının sanat eseri niteliğinde birinden bahsetmiyorum yalnız. Yine de bir şeyler var beni çeken, baktıkça baktıran ve iç çektiren.

Evet, bu deli kız yine aşık oluyor. Üç mü etti? Bir insan hayatında kaç kez aşık olabilir? Defalarca bence. Hele ki aşka aşıksa. İşte bu kez tıpkı benim gibi sevmeyi seven bir adama bıraktım kendimi. Hoşlanmayı es geçip direkt aşkı yaşamaya odaklı, hiç bir hissi doruklarına çıkarmaktan ve bunu dile getirmekten çekinmeyen ve ne yazık ki yine kendimden bildiğim üzre kolayca da sıkılabilecek olan bir adam. Yarınının nasıl geçeceğini bilemezsiniz ve hep bir endişe vardır içinizde. Bunu iki katına çıkarttım ben işte. Hem kendimden hem de ondan korkuyorum bu kez. Soğumak öyle kolaydır ki dün aşkıyla -ciddi anlamda- kendinden geçtiği insanı yarın arayası gelmez. Başka biri takılmıştır gözüne ya da dün gece yatarken hoşuna gitmeyecek sözler söylemiştir. İşte birine ilgi duymayı o 'biri'nden daha çok severseniz, olacağı tam da budur.

Bazen durum değişebilir. Alışkanlığa dönüşebilir. Gerçekten kişiye odaklanabilir sevme eylemi. İşte o zaman tadından yenmez. Umalım mı böyle olsun? Olsun olsun. Bir kez de mutluluk beni bulsun canıım.


Fakat şunu da dip not edeyim ki, aklıma yazmak gelip bir-iki ay içerisinde yeni blog gireceğim gün, adamdan ve bu hallerimden eser kalmayacak. Bu kadar da eminim, ondan ve kendimden.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder